|
 |
 |
 |
2001 Yazında, Troialı Antenor'un soyundan geldiklerine
yürekten inanan İtalyanların gerçekleştirdiği Veneto'dan Paflagonia'ya
Köklere Dönüş Projesi'nin başlangıç ve bitiş noktaları, yani Padova
ve Bartın dışında en büyük önemi taşıyan yer Troia idi. Çünkü, Paflagonialı
Venetlerin ( Henetler ya da Enetler de diyebiliriz) Troia Savaşı'nın
ardından, tanrı-soylu Troialarla birlikte İtalya'nın kuzeyine yerleşip,
burada ortak bir kültür yarattıkları var sayılıyordu. Bir efsaneyi
gerçeğe taşıyan Paflagonia Projesi sayesinde Bartın ve Padova kentleri
13 Aralık 2002 tarihinde Padova'da imzalanan bir anlaşma ile resmen
"kardeş" oldular. Amaçları; sosyal, kültürel, ticari ve
eğitim amaçlı işbirliği geliştirmek. Peki ya Çanakkale... Neden o
bu projenin dışında kalmıştı ?
Paflagonia Projesi'ne uzak durup kucak açmamak, Padova ile "kardeş
şehir" bağı kurma konusuna soğuk bakmak Çanakkale için yeni bir
tavır değildi. 11 Eylül 2000 tarihinde Roma'nın Pomezia Belediyesi
tarafından Çanakkale Belediyesi'ne gönderilen teklif, her nedense
gereken ilgiyi görmemiş, rafa kaldırılmıştı. Oysa, onlar da Troia
Savaşı'ndan sonra İtalya topraklarına ulaşıp Roma yakınlarındaki Lavinium
kentini kuran tanrı-soylu Aineias'ın Troialı halkı ile Latin ırkının
ortak neslinden geldiklerine inanıyorlardı. Amaçları yine aynıydı;
sosyal, kültürel, ticari ve eğitim amaçlı işbirliği geliştirmek.
16-24 Mayıs tarihlerinde, Paflagonia Projesi'ni gerçekleştiren ekibin
davetlisi olarak Padova'daydım. Tam iki yıldır, bu projeyle ilgili
olarak Bartın'da yaşananları adım adım izliyordum. Ama henüz İtalya'da
yaşananlara şahit olmamıştım. Bu ziyaret, bana dostluk ve kardeşlik
adına çok önemli gelişmeler yaşandığını gösterdi. Projenin yaratıcısı
Ugo Silvello bizi evinin girişine astığı kocaman bir Türk bayrağı
ile karşıladı. Padova'nın Fontaniva Belediyesi'nin duvarına işledikleri
proje logosunun sağ tarafındaki plakette projenin kısa bir özeti ile
emeği geçenlerin adları (bunlardan biri de bendim) yazıyordu. Ama
en önemlisi, Troia ve Antenor isimlerinin tekrarlanmasıydı. Yani bir
anlamda, Çanakkale de Padova'da yaşatılıyordu. Onlara hep Çanakkale
doğumlu olduğumu hatırlattım. Esprili bir dille "yeni nesil Troialı'yım"
diyordum. En büyük amacım; Çanakkale ile Padova arasında kardeşlik
kurulmasını sağlamaktı, bunu defalarca anlattım. Projeye destek veren
önemli isimlerden biri olan Padova Arkeoloji Müzesi müdürü Dr. Zampieri,
bizzat rehberlik ederek gezdirdiği müzede henüz ziyarete açık olmayan
bir bölümü bize açarak sergilemeye hazırladıkları çok önemli ve çok
yeni bir buluntuyu gösterdi. Bu, bir atın gövdesine sarılarak gömülmüş
yirmili yaşlarda bir savaşçının mezarıydı. Avrupa'da daha önce böyle
bir buluntuya rastlandığını görmediğini belirten dostumuz, savaşlardan
önce tanrılara beyaz at kurban etme geleneğinin bilindiği Veneto kültüründe
çok önemli bir yer tutan at yetiştiriciliğinin Anadolu kökenli olduğunu
ve sonraları bu konuda döneminin en büyük gelişmelerine imza atan
Romalıların at yetiştiriciliğini Paflagonialı Venetler'den öğrendiklerini
düşündüklerini belirtti. Günümüzde, " Tahta At" nasıl Troia
ile bütünleşmiş bir simge ise, Veneto kültüründe de atın önemi o denli
tartışılmaz bir konu ve kökeni de büyük ihtimalle Anadolu.
Kuruluş tarihi olarak M.Ö. 1184 yılının kabul edildiği Padova'da Antenor'un
mozolesini, ona verilen değeri ve üzerine yazılmış onlarca kitabı
görme şansım oldu. Homeros'un, Titus Livius'un, Vergilius'un yazdıklarını
temel alan onlarca bilim adamı ciddi araştırmalar sürdürüyor ve köklerini
Anadolu'da, Troia'da arıyorlar. 17-25 Mayıs 2003'te Padova'nın kardeş
şehirleriyle buluştuğu uluslararası bir toplantı vardı. İlk kez düzenlenen
bu toplantı Padova Fuar alanında yapıldı ve Beira (Mozambik), Boston
(U.S.A.), Cagliari (İtalya), Coimbra (Portekiz), Freiburg (Almanya),
Handan (Çin), İasi (Romanya) ve Nancy (Fransa)'nın katılımıyla gerçekleşti.
Geçtiğimiz yıl, bu kardeş şehirlerden Freiburg'da Roma dönemi Padova'sına
ait eserlerden oluşan ve 19 Şubat 20 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen
serginin Freiburg Müzeler Müdürü Hilde Hiller ile Padova Arkeoloji
Müzesi Müdürü Dr. Girolamo Zampieri tarafından hazırlanmış kitapçığında
da Padova tarihi anlatılırken, "...efsaneye göre, Roma'nın Aineias
tarafından kurulduğuna inanıldığı gibi Padova'nın da Antenor tarafından
kurulmuş olduğu düşünülür" deniyordu. Bu, bilim çevrelerinin
bile, henüz arkeolojik olarak kesinlikle kanıtlanmış bir gerçeklik
olmasa da, efsaneler üzerinde düşünmeye değer bulduğunu göstermesi
açısından son derece önemli. Padova ziyareti, bana oralarda Troia'nın
ne kadar ciddiyetle ele alındığını net biçimde gösterdi. Peki ya Çanakkale...
Çanakkale'de Troia konusu aynı ciddiyetle ele alınabilecek miydi ?
8 Haziran 2003 Pazar günü, CNN Türk'de yayınlanan "Tahta At'ın
Kardeşleri" isimli belgeseli izlerken göz yaşlarıma hakim olamadım.
İki yıldır, bıkıp usanmadan dile getirdiğim, gerçekleştirilmesi için
çaba gösterdiğim Çanakkale ve Padova Belediyeleri'nin kardeşliği konusu
anlaşılamaz biçimde gündeme alınmazken, İntepe Belediyesi Roma'nın
Nemi Belediyesi ile kardeşlik kurmuş ve bunu son derece iyi hazırlanmış
bir belgeselle kamuoyuna sunmuştu. Üniversitenin desteğini alan İntepe
Belediyesi, İçişleri Bakanlığı'nın katkılarıyla, davet edildikleri
Nemi'deki Çilek Festivali şenliklerine Belediye Başkanı Kasım Akın
başkanlığında bir heyetle katılmış ve Nemi Belediye Başkanı Alessandro
Biacci ile kardeşlik anlaşmasını imzalamıştı. Diane ve Nemi olarak
adlandırılan iki krater gölü arasında kurulmuş, kestane ormanlarıyla
çevrili Nemi'nin havası biraz Karadeniz'i biraz da Çanakkale'yi hatırlatıyordu.
Yemyeşil tepeler, kuş sesleriyle yankılanan sakin sokaklar, dost canlısı
insanlar ekrana yansıdı önce. Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği tarafından
Türk bayrağının dalgalandığı meydana kurulan çadırda döner-pilav ikramı
yapıldı. Klarnet ve kanun dinlendi, modern dans grubu halk oyunlarımızdan
örnekler sundu. Nemili ve İntepeli "kardeşler"in beklentisi
hep aynıydı; "iki ülke arasında turizm gelişecek, ticaret gelişecek,
Türkiye AB'ye girecek" diyorlardı hep bir ağızdan.
Ufuk İşman imzasıyla sunulan bu belgeselin finalinde " işte Tahta
At'ın yarattığı kardeşlik" deniyordu. Tahta At bir semboldü.
Tahta At kardeşliğin, dostluğun yeni adı oldu. Prof. Korfmann'ın içtenlikle
arzuladığı gibi Troia'yı dünya barışının sembolü yapmak, bu amaçla
köklerini Anadolu'ya, Troia'ya dayandıran yüzlerce Avrupa kentiyle
kardeş olmak, Bartın'a, İntepe'ye yaraştığı kadar, hatta onlardan
çok önce Çanakkale'ye yakışırdı. Ama, nedendir bilinmez, Çanakkale
bu konulara hep uzak kaldı.
Bir kez daha haykırıyorum; Haydi Çanakkale ! Belediyesi ile, Üniversitesi
ile, sivil toplum kuruluşları ve iş çevreleri ile birlik olalım, el
ele verelim. Efsaneleri gerçeğe taşıyalım. Aineias'ın, Antenor'un
soyundan geldiklerine inanan İtalyanların yaşadığı Pomezia ve Padova
kentleri ile Çanakkale arasında kardeşlik kuralım. Troia dünya barışının,
dostluğun, kardeşliğin yeni adı olsun. Tahta At'ın yarattığı kardeşlik
dilden dile konuşulsun.
EMEL (ALTAN) EGE 9 Haziran 2003
Önemli Not: 1 Ağustos 2003 günü Paflagonia
Projesi'nin yaratıcısı Ugo Silvello özel misafirim olarak Türkiye'ye
gelecek. Birlikte İstanbul, Çanakkale, Troia ve Bozcaada gezisi
yapacağız. 2 Ağustos'ta düzenleyeceğimiz "Homeros Anlatıyor-
Ozan'ın Günü" adlı etkinlikte her dilden İliada okunurken bizler
orada olacağız. Benden hatırlatması...
Onların da amaçları aynı; kültürel, sosyal,
ticari ve eğitim amaçlı işbirliği gerçekleştirmek. Şimdi, karşılıklı
öğrenci değişimi yapmayı düşlüyorlar ve ileride çok iyi dost olacaklarına
inandıkları gençlerin dünya barışına katkı sağlayacağını konuşuyorlar.
|
 |
| |
| |
| |
|